21 Aralık 2017 Perşembe

İspanya Hakkında Belki Daha Önce Duymadığınız 15 Bilgi

Herkese merhaba,

İspanya hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz? Aşağıdaki listeye bir göz atın bakalım. Kaç tanesini biliyorsunuz ya da kaç tanesi gözünüzden kaçmış?

1- İspanya'nın 0 Noktası: Kilómetro Cero en la Puerta del Sol
Tabii ki koskoca ülkenin sıfır noktasını bulmak öyle kolay değil. Madrid'in merkezi Puerta del Sol meydanında insanların bir noktada toplanıp yerin fotoğrafını çektiğini görürsünüz. Burası "0 Kilometre" plakasının bulunduğu noktadır ve Madrid'den başlayıp tüm ülkeye yayılan yolların başlangıç noktasını ifade eder. Bu yollar Madrid'den başlayıp País Vasco, Cataluña, Valencia, Andalucía, Extremadura ve Galicia'ya uzanan yollardır. 
Bir başka deyişle İspanya'da tüm yollar Madrid'e çıkar. 



2- Paylaşılamayan Toprak Parçası: Faisanes Adası
Yalnızca iki bin metre kare büyüklüğündeki bu adanın velayeti iki komşu arasında dostça paylaşılmakta. Bir zamanlar iki tarafın balıkçıları yüzünden çok kavga gürültüye denen olan adanın yönetimi 6 ay İspanya’da 6 ay Fransa’da olacak şekilde düzenlenmiş 1856 yılında.

3- İspanya Gereksiz Yere Bir Saat Önden Gidiyor
Coğrafi konum gereği Greenwich’le eşit zaman diliminde olması gerekirken 1940 yılından bu yana UTC+1:00 saat dilimini kullanmaya başlamıştır. Değişim tarihine bakarsanız bu değişimin sebebini az çok tahmin edebilirsiniz. Franco…1940 yılında Franco, müttefiği Almanya ve Italya’yla aynı zaman dilimini kullanmak için İspanya’nın saat dilimini değiştirmiştir. Bu nedenle İspanya’da yazın çok geç saatlere kadar havanın kararmadığına şahit olabilirsiniz.

4- Organ Bağışında Dünya Birinciliği 
İspanyollar organ bağışı sıralamasında dünya liderliğini kimselere kaptırmıyorlar. O zaman alkış! 

5- En Bol Tatilli Ülke
Yılda 12 ulusal 2 yerel olmak üzere toplamda 14 gün resmi tatil takvimine sahip olmasıyla İspanya, Avrupa’nın en çok tatilli ülkelerinden biridir.

6- İbiza yine şaşırtmıyor…
Dünyanın en pahalı restoranı İbiza’da bulunmaktadır. Sublimotion ismindeki restoranda kişi başı yemek ücreti 1700euro civarında olmaktadır.

7- 12 Üzüm Geleneği de Kapitalizmin Bir Meyvesi Olabilir Mi?
Malumunuz her yılın son günü saatler 12'ye geldiğinde evinde ya da Puerta del Sol meydanında toplanan milyonlarca İspanyol her çan çalışıyla bir üzüm yer. Toplamda 12 ay için on iki tane yenilmesi gereken üzümün iyi şans ve bereket getirdiğine inanılır. 

Öylesine yaygın bir gelenek ki eğer üzüm alışverişinizi son güne bırakırsanız açıkta kalabilirsiniz, çünkü çoğu zaman üzüm kara borsaya bile düşebiliyor. 

Bu geleneğin nereden geldiği konusunda birkaç söylenti mevcut. Bir söylentiye göre  de 12 üzüm geleneği, 1909 yılında, Alicante'de hasat bolluğu olmasından kaynaklanıyor. O yıl elinde fazla ürün kalan çiftçi bu beyaz üzümün iyi şans getirdiğini uyduruyor ve satışlarını arttırıyor. Zamanla tüm ülkeye yayılan söylenti günümüze kadar geliyor. 


8- En Antik İspanyol Yemekleri 
Bu leziz mutfağın bilinen en eski yemekleri Andalucia bölgesinin göz bebeği Gazpacho, Madrid'in meşhur Cocido'su ve Castilla-Leon bölgesinden, ismi çok da içimizi açmayan Sopa de Ajo. 

9- Dünyanın en eski dillerinden biri de bu coğrafya'da konuşuluyor. 
Bask Bölgesi'nde konuşulan Euskera dili dünyanın en eski dillerinden biridir. İspanya'da konuşulan diğer diller biraz Castellano'yla benzerlik gösterirken Euskera tamamen farklı, İspanyolca konuşanlar için anlaşılması imkansız bir dildir. 

10- Şipşak bir İcat: Mayonez
Yine başka bir hikayeye göre mayonez, Mahón'un (Menorca) Fransız işgali sırasında icat edilmiştir. İcadı fişekleyen Richelieu, aşçıdan derhal bir yemek hazırlamasını istemiş. Mutfakta kara kara ne yapacağını düşünen aşçı, hızlı davranıp eline ne geçerse başlamış karıştırmaya. Sonuç olarak yumurta ve zeytinyağının aşkından bugünkü mayonez doğmuş. 

Mayonez ismi de Mahón'a ait anlamında "mahonesa" kelimesinen gelmektedir. 


11- Kraliyet Ailesi'nin de Bir Kimlik Numarası var Elbet. 
İspanyol Kraliyet Ailesi nam-ı diğer Familia Real kimlik numarası olarak 10-99 arasındaki rakamları kullanmaktadır. 
Franco'nun DNI numarası 1'ken, Şuan Kral olan 6. Felipe 15 rakamını DNI numarası olarak kullanmaktadır. 13 rakamı ise kötü şans getirdiği inanılarak kullanımdan kaldırılmıştır. 



12- Günün Menüsü: Bir Franco İcadı...
İspanya'ya gittiğinizde özellikle restoranların kapısında Menú del Dia diye tabelalar görürsünüz. Oldukça ekonomik olan bu menüler genelde bir ana yemek, bir ikinci yemek, bir tatlı ve içecek içerir. Ortalama 10-15 euro civarında olan bu menülerin zamanın faşist diktatörü Francisco Franco tarafından 60'lı yıllarda İspanyol mutfağını tanıtmak adına icat edildiğini biliyor muydunuz?

13- Tortilla francesa’nın menşei yine İspanya
İspanyol omleti ve Fransız omleti arasındaki farkı bilirsiniz. İspanyol omletine un vs. hiçbir şey katılmaz. Yalnızca patates ve yumurtadan yapılır. Fransız omleti ise bildiğimiz sadece yumurtadan yapılan omlete verilen isimdir. Peki neden Fransız omleti? Sebebi taaa… Bağımsızlık Savaşı’na uzanıyor. Savaş sırasında yiyecek tükenip yalnızca yumurtadan omlet yapılmaya başlanınca bu yeni icadın adı “Fransızların olduğu zamanki omlet…” olarak kalıvermiş.

14- İspanya yalnızca siesta’yı icat etmedi.
Günlük hayatta kullandıklarımızın yanı sıra insanlık için ciddi öneme sahip birçok icat bu toprakların ürünüdür. Bunların arasında hesap makinesi, paspas, denizaltı, teleferik ve tabii ki Chupa Chups var.

15- Bin Kişi Başına Düşen Bar Sayısı:  2,8
İspanya’ya geldiğinizde emin olduğunuz tek bir şey vardır. Asla ama asla bar olmayan bir yere düşmezsiniz. 16 haneli bir köyde bulundum. İnanın o köyün bile barı vardı. Hatta öyle ki halk kendisi işletiyordu barı. Anahtar kapının üstünde dururdu, canın istediğinde girip, içkini alıp, parasını masaya bırakıp çıkardın.


Diyeceğim o ki İspanya’da birçok şeyin yokluğunu çekebilirsiniz ama canınız sıkılınca inip bir şeyler içeceğiniz bir barın asla. 

Liste uzayıp gidiyor. Listenin devamı için kaynak olarak kullandığım linkleri aşağıda paylaşıyorum. Herkese bol İspanyolcalı haftalar :)

Kaynak:

https://www.buzzfeed.com/beatrizserranomolina/datos-de-la-lopez-ibor?utm_term=.vrGe1aGGK9#.we6qvN44lm

https://www.elviajerofisgon.com/magazine/10-curiosidades-sobre-espana-que-te-dejaran-boquiabierto/

Sevgiler,
Gizem



Devamını Oku »

12 Aralık 2017 Salı

İspanyolca Seviyenizi Bir Üst Sıraya Taşıyacak İpucu Kullanımlar


Yanaşın bakayım böyle. Hiçbir kursta anlatılmayanları anlatacağım bu yazıda.

Belki aylardır ya da yıllardır İspanyolca öğreniyorsunuz ama o istediğiniz seviyeye ulaşamadınız. Ya da istediğiniz kadar C1 belgesi almış olun, günlük hayatta hala bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorsunuz.
Bunun sebebi her öğrenciye dayatılan, sokak dilinden ve güncellikten uzak, İspanyolca ders içeriği. Belki subjuntivo’yu sular seller gibi ezberlemiş olabilirsiniz. Pluscuamperfecto de subjuntivo duyduğunuzda çat diye ne demek istediğini anlayabilirsiniz. Fakat size birazdan bahsedeceğim kelimeleri kullanmıyorsanız üzgünüm ama sokakta çok zorluk çekersiniz. Çünkü barda bir şeyler içmek için buluştuğunuz arkadaşınız- İspanyol kraliyet ailesinden değilse- size kursta öğrendiğiniz üst dilden öte bahsedeceğim kelimelerle konuşacaktır.

Hadi başlayalım…

1- ¡Qué……!

Binlerce duygunun tercümanı sihirli kelime qué, birçok ifade için işinize yarayacak. 
Bol bol tüketin J
                             

Örnekler:           

¡Qué asco!


que asco por dios ile ilgili görsel sonucu
kaynak: memegenerator.es

Asco kadar kullanışlı bir kelime var mıdır acaba? Sizi iğrendiren her nesne, insan, olay vs. için rahatlıkla kullanın. Hatta bir de sonuna ¡Por Dios! eklendi mi tadından yenmez. (Fiil hali dar asco’dur. Ör: Tú y tu amigo me dais asco)
¡Qué vergüenza!
Bu ifadeyi hem kendiniz bir şeylerden utandığınızda hem de size başka bir şeyin utanç verdiği durumlarda kullanabilirsiniz. Özellikle politikadan bahsederken insanların dert yandığını çok görürsünüz. Haberleri izlerken birinden mutlaka şu yorum gelir: ¡Qué vergüenza de pais por favor!
¡Qué triste! /¡Qué bonito / ¡Qué divertido! /¡Qué alegria!
Her türlü sıfatla o anki duygularınızı ifade edebilirsiniz.
¡Qué lío!
Başınız dertte mi? Bir sürü sınav var ve siz daha çalışmaya başlamadınız mı? Yetiştirmeniz gereken işler var ve siz trafikte takılıp kaldınız mı? Partnerinizi aldatıyorsunuz ve o da bunun farkına mı vardı? Alın size tüm sorunlarınızı 6 harfle anlatmanın yolu… ¡Qué lío! Fiil olarak da günlük dilde “liarla” kullanılabilir. Ör: Como no estudió, la lió y suspendió.
¡Qué barbaridad!
Karşınızda sizi şoke eden, kızdıran, sinirlerinizi tavana kaldıran bir olay varsa bu ifade cuk diye oturuyor.
¡Qué hijo de puta!/¡Qué cabron!
Durun öyle hemen yanlış anlamayın. Hijo de puta ve cabron her ne kadar küfür olsa da kullanıldığı yere göre pozitif bir anlam taşıyabilir.
Bildiğiniz üzere İspanyol toplumunda küfürün yeri bizdeki gibi değil. Argo ve küfür sıklıkla kullanılıyor. Hatta o kadar ki size şaka yapan sizi güldüren birine ¡Qué hijo de puta!/¡Qué cabron! demeniz o kişi tarafından kötü algılanmaz.
Ama tartışma anında söylüyorsanız o zaman tabii ki küfür anlamı taşır.
Dikkatli kullanmakta ve sadece güven duyduğunuz insanlar arasında kullanmakta fayda var.
¡Qué guay!
Alın size dünya tatlısı bir kelime daha: guay. Hem telaffuzu, hem kullanış sıklığı bakımından favorileri kelimelerimden biri.  Sevindiğiniz, şaşırdığınız, hoşunuza giden her durumda guay deyip durumu geçiştirebilirsiniz. Guay aynı zamanda birini onaylamak anlamında vale yerine de kullanılabilir. Ya da muy bien yerine yalnızca muy guay da diyebilirsiniz.

 2- ¿En serio? / ¡No puede ser! /¿De veras? /¡No me digas! /¿Pero qué dices?/ ¡No jodas!


no jodas ile ilgili görsel sonucu
kaynak: memegenerator.es
Yabancı bir dilde konuşurken en çok zorluk çektiğimiz şey şaşkınlık ya da yaşadığımız şoku belirtmek olabilir. Aynı zamanda- benim fikrimce- ne zaman şaşkınlığınızı, acınızı, öfkenizi bir saniye bile düşünmeden o dilde ifade edebiliyorsunuz işte o zaman bu dili öğrenmiş sayılırsınız. Çünkü artık beyniniz ana dilden hedef dile çeviri yapmayı bırakmıştır ve artık o dilde düşünmeye (yaşamaya) başlarsınız.
Yukarıdaki ifadelerin tamamı sizi hayrete düşüren, şaşırtan bir haber aldığınızda verebileceğiniz tepkilerin birkaç tanesi. Resmiyet seviyesini de ¿En serio? en formal ¡No jodas! en informal olarak düşünebilirsiniz.


3- Mierda


Böylesi vulgar bir kelimenin bu kadar mı geniş yelpazede kullanımı olabilir?
Belki tüm kullanımlarını burada yazamayacağım ama birkaç başlık altında nerelerde kullanılıyor bakalım:

Birini baştan savma
Vete a la mierda /¡Que se vaya a la mierda!
Görülmeyen şeylerin tasviri
No se ve ni una mierda
Anlamlandırılamayan objeler
¿Qué mierda es esto? /¿Para qué mierda sirve?
Bir şeyleri unuttuğumuzda
Hostia… mierda.. Se me ha olvidado el móvil en casa
Dağınıklık/ kendini kötü hissetme
Estoy hecho una mierda.
Aşağılama
Es una ciudad de mierda / Tienes un carácter de mierda
Yapmayı kabul etmediğiniz şeyler
- Me dejas dinero?
– Una mierda

Ve daha onlarcası… Hepsini yazmaya kalksam sayfalar sürer. Ama bence siz ana fikri kaptınız. Ağzınız dolu dolu haykırın, çekinmeyin J

4- Flipar

İlgili resim
kaynak:memegenerator.es

Flipar kelimesi RAE’de “uyuşturucu kullanmak, uyuşturucu etkisi altında olmak” şeklinde açıklansa da günlük hayatta “bir şeyin ya da bir kişinin başka bir kişi üzerinde büyük etki bırakması, şaşırtması” anlamına gelir.
Oldukça kullanışlı ve sıklıkla kullanılan bu kelimeyi nedense ne kendi okuduğum ne de öğrencilerime okuttuğum gramer kitaplarında gördüm.  Birkaç örnekle hangi durumlarda kullanıldığını açıklayayım;

Kelimenin farklı kullanım şekilleri: estar flipado/flipada, un flipe, flipar en colores, flipante…

-Flipo con la música rock’n roll.  
- Me he comprado un coche que flipas
- Me flipa la comida mexicana
- Las fiestas en España son un flipe total
-  Compré un juguete para mi hija y flipó en colores.
- ¿Te has enterado de las noticias? – Sí, ¡flipante!

5-  Tío, tía / nene, nena

Biz nasıl aramızda arkadaşlarımıza kanka diye sesleniyorsak İspanya’da da gençlerin kendi aralarında birbirine tío, tía  ya da nene, nena diye seslenme alışkanlığı var.
Seslenmenin yanında konuşma arasında da kullanıldığına şahit olabilirsiniz.

6- Mola/Mola mazo

Gustar fiili A1 seviyesinde bile öğretilen çok kullanışlı bir fiildir bildiğiniz gibi. Hoşumuza giden bir şeyi ifade etmek için kullandığımız benzer bir kelime de “mola”. Örnek kullanımları;

-          El Español mola mucho.
-          Tu idea me mola
-          ¿Qué te parece mi coche? – Mola

“Mola mazo” ise çok aşırı hoşa gitmek anlamına gelir. Genelde Madrid ve çevresinde daha yaygın olarak kullanılsa da tüm İspanya’yada bilinen bir ifadedir.

7- Tranqui

Tranquilo/tranquila’dan gelir ve “sakin ol”, “relax” anlamında kullanılır.

8- Pavo, pasta, plata, duro

Tüm bu saydığım kelimelerin para anlamına geldiğine inanabiliyor musunuz? Mesela;

-          ¿Cuánto te ha costado esa camiseta?           - 8 pavos
-          Este tio gana mucha pasta
-          No tengo ni un duro

9-  ¡Vaya tela!


vaya tela memegenerator ile ilgili görsel sonucu
kaynak:memegenerator.es
İspanya’ya ilk geldiğimde anlamını kavramakta ve kullanmaya başlamakta en zorlandığım ifade “tela” olmuştu şüphesiz. Ama kullanıldığı durumları görüp işin içine daldıkça sıklıkla kullanır oldum.

Türkçe’ye direkt çevirisi yapılamayacak, çok kullanışlı bir ifade bu. Kullanım yerlerini şöyle açıklayabilirim: karşınızdaki kişinin anlattıkları sizi şok ediyorsa ya da yaşadığınız bir durum karşısında şok olduysanız, içinde bulunduğunuz durum karmaşıksa ve açıklamakta zorlanıyorsanız bu ifadeyi kullanabilirsiniz. Örneğin:



-          ¡Que fuerte! Los jefes están discutiendo    -¡Vaya tela!
-      ¡Vaya tela! Me ofrecieron un trabajo en Londres
-          Laura está embarazada de su ex                 -¡Vaya tela! Pobre mujer

10-Está a tomar por culo/ Está en el quinto pino

Bu da ders kitaplarında öğrenemeyeceğiniz bir ölçü birimi J

Bir yerin çok uzakta olduğunu ifade ederken iki cümleyi de kullanabilirsiniz. Tabii ki ikincisi biraz daha terbiyeli. J

Hatta bu kadar örneğini vermişken “Está en el quinto pino” cümlesinin nereden geldiğini de anlatayım size.

Söylentiye göre 18. yüzyıl Felipe V kralken Madrid’in şimdi Paseo del Prado caddesinden itibaren belirli uzaklıklarla kocaman 5 tane çam ağacı dikilmiş. İnsanlar da bu çamları genelde buluşma yeri olarak belirlemişler ve genelde 1., 2. ya da 3. çam ağacında buluşurlarmış. Ağaçların arasında öyle aralıklar varmış ki 5. çam ağacının bulunduğu yer neredeyse şehrin dışı sayılırmış ve oraya kimse kolay kolay gitmezmiş. Bu nedenle gel zaman git zaman 5. çam ağacının bulunduğu yer aşıkların buluşma noktası olmuş

Ve böylelikle günümüze kadar kullanılagelmiş.

11-Hacer caso

“Birini dinlemek, dediğini yapmak, ona hak vermek” anlamında kullanılan bu fiilin ne kadar yaygın olduğunu biliyor musunuz? Şu şekilde kullanabiliriz;

  • Se lo dije pero no me hizo caso. (Ona söyledim ama beni dinlemedi.)
  • Tú hazme caso, tarde o temprano lo vas a conseguir. (Sen beni dinle, er ya da geç başaracaksın)
  • Este niño no me hace caso (Bu çocuk hiç benim sözümü dinlemiyor)


12- ¡Venga ya¡ /¡Anda ya!

Hani Türkçe’de “hadi canım”, “yok daha neler” deriz ya işte tam o boşluğu dolduracak iki adet ifade. Hatta biraz daha ileri gidersek “atıyorsun”, “saçmalama”, “sallama” gibi bile kullanılabilir. 

Venga için ayrı bir başlık daha açmak lazım. Çünkü her yaraya merhem olan bir kelimedir kendisi. Kullanımları başlıca:

Birine emir verirken
¡Venga! !A trabajar!
Birini onaylarken
¡Venga, vale! Quedamos esta tarde.
Birine moral verirken
Venga mujer, no te pongas así
Söylenenlere inanmadığımızı ifade ederken
¡Venga ya! Nos estás tomando el pelo
Birinden bir şey isterken             
Acompañame al cine. ¡Venga por favor!
Birinden acele etmesini isterken
¡Venga! Date prisa que vas a perder el bus.

13- un montón/ mogollón/ un huevo


Bu saydığım kelimelerin hepsi “çok” anlamına gelmektedir. Yani her birini “mucho” yerine kullanabiliriz. Mesela:
un huevo nos queremos ile ilgili görsel sonucu
kaynak: mrwonderful

-          Te quiero mucho : Te quiero un montón.
-          Tengo muchas cosas que hacer: Tengo mogollón de cosas que hacer.
-          Este sofa pesa mucho: Este sofa pesa un huevo.

Şunu belirtmeden geçemem. “Un huevo”yu kullanırken dikkatli olmak lazım çünkü kullanıldığı contexte göre tam aksini de ifade edebilir. Yani yukarıdaki cümlede çok anlamına geliyorken “Me importas un huevo” cümlesinde hiç anlamına gelebilir. O nedenle dikkat!

Şimdilik burada bırakalım...

Başka bir gün kaldığımız yerden devam ederiz. Çünkü bu saydıklarım buzdağının yalnızca görünen kısmı. İspanyolca her haliyle güzel ve öğrenmesi eğlenceli bir dil. Ama bana inanın günlük dil, sokak dili, deyim, deyiş ve argo tarafını da tanıdıkça tamamen aşık olacağınız bir dil.

Umarım anlattıklarım işinize yarar ve sokağa ayak uydurmanıza yardımcı olur. Asıl İspanyolca sokakta…

Eğer eklemek istedikleriniz varsa yoruma yazabilir; İspanya ya da İspanyolca konusunda yöneltmek istediğiniz sorularınız varsa gizemkutukcu@gmail.com adresine mail atabilir ya da İnstagram ve Facebook'ta @ispanyolcaseyler hesabından bana ulaşabilirsiniz.

Sevgiler,
Gizem









Devamını Oku »

6 Aralık 2017 Çarşamba

İspanya'da İkametgah İşlemleri

Selam,

  Kendi işlemlerimi yaptırdıktan sonra sıra geldi benden sonrakilere anlatmaya..

  Bildiğiniz üzere İspanya farklı yerel yönetimlerle yönetiliyor ve her bölge kendi kurallarını koyuyor. İkametgah işlemleri de haliyle bölge bölge değişikliğe uğruyor. Örneğin bir comunidad sizden ev sahibini yanınızda getirmenizi isterken bir başka bölge sadece faturaları istiyor. Bu sefer işlemlerimi Andalucia'da yaptırdığım için buradaki sistemi anlatacağım.

  Jaén şehrinde izlediğim yöntem oldukça basit. Öncesinde belgelerin ne olduğunu sormak için belediyenin ilgili ofisine gittim ve buraya yeni taşındığımı, ikametgah işlemimi yaptırmak istediğimi söyledim. Görevli memur iki belgeyi bana uzatarak bunları doldurmam gerektiğini ve daha sonrasında kira kontratım, pasaport ve vize fotokopimle birlikte gelmem gerektiğini söyledi. 

İkametgah evrağı 1


Yukarıdaki evrakta kendi bilgilerimi ve evde benimle birlikte yaşayanların bilgilerini girip aşağıdaki evrakta da sadece kendi bilgilerimi doldurduktan sonra kira kontratımın bir kopyası ve pasaport fotokopisiyle birlikte tekrar ofise gittim. 

ikametgah evrağı 2

Güler yüzlü ve sevimli memur belgeleri benden alıp 5 dakikalık birkaç işlem yaptıktan sonra pasaportumu bana geri uzatıp işlemin tamamlandığını, yarın gelip ikametgah belgemi alabileceğimi söyledi.

Ertesi gün yine ofise uğrayıp belgemi aldım ve artık resmen Jaén şehrinde yaşadığım kanıtlanmış oldu. 

Bu belge daha sonra oturum işlemlerini yaptırmak için işinize yarayacak. Ayrıca yarın öbür gün İspanya'da kesin oturum almak istediğinizde ne kadar süredir ülkede ikametgah ettiğinizi kanıtlamak amacıyla da yaptırmanız gereken bir işlem. 

Daha önce bildiğiniz gibi Zaragoza yani Aragón bölgesinde aynı işlemi yaptırmıştım. Oradaki işlemler hem daha uzun sürmüş hem de ev sahibinin kendi evraklarıyla birlikte bizimle gelmesi gerekmişti. Anlayacağınız üzere her bölgenin kendine göre kuralları ve yaptırımları var ancak korkulacak işlemler değil. 

Benden şimdilik bu kadar. Konu hakkında sorularınız varsa ya da İspanya'ya geldiniz ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız gizemkutukcu@gmail.com adresinden bana yönlendirebilirsiniz.

Yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. 

Sevgiler,
Gizem


















Devamını Oku »

25 Kasım 2017 Cumartesi

İspanya’ya Yerleşince Türklerin Değişen 10 Alışkanlığı


1-      Yemek, Yemek Ve Daha Fazla Yemek

pan con tomate ile ilgili görsel sonucu

  İspanya’nın yemek rutini bizimkinden oldukça farklı. Bu kültürde öğün sayısı 5. Evet, 5. Desayuno, Almuerzo, Comida, Merienda ve Cena…. En hafif öğün ise desayuno yani sabah kahvaltısı. Çoğu zaman bir café con leche (sütlü kahve) ya da Colacao (çikolatalı süt) eşliğinde bisküvi, tost ekmeği ya da muffin yiyerek geçirilen öğün saat 11.30 civarında almuerzo bahanesiyle tekrarlanır. Bu sefer biraz daha doyurucu şeyler yenilebilir; pan con tomate, tostada con jamón y queso vb.
  Comida yani öğle yemeğine saat 14.00’ten önce oturursanız garip bakışlar sizi izleyebilir. 14:00 -15:00 arasında öğle yemeği yenildikten sonra bu sefer 17:30-18:00 arasında bir de merienda’mız var nam-ı diğer beş çayı. Bu öğünde tapas ya da ufak bir sandviçle açlık bastırılır.
Ve geldik bizden en farklı öğün akşam yemeğine. Türkiye’de artık çay faslına geçtiğimiz saatler İspanya’da akşam yemeği saatleridir. 21.00 itibariyle başlayan süreç 23.00 hatta 24.00 saatlerine kadar sürebilir.*
*İspanya’da sobremesa dediğimiz bir olay var. Yani yemeği yiyince hemen öyle toparlayıp bulaşıkları yıkamıyoruz. O masa orada kalıyor ve saatlerce masa etrafında muhabbet ediliyor. Haliyle akşam yemeğinin 3 saat sürmesi şaşılacak bir durum olmaktan çıkıyor.

2-      Çalışma Saatleri Alışana Kadar Seni Çileden Çıkarabiliyor


Siesta büyük şehirlerde olmasa da küçük şehirlerde (özellikle güneyde) yaşamın bir parçası. Siesta derken insanların yan gelip yatmasından bahsetmiyorum. Siesta aslında, dükkanların öğle saatlerinde belirli bir süre kapatıp akşamüstü tekrar açmasından ibarettir. Bu aralıkta insanlar evlerine gider, yemeklerini yerler, işleri güçleri varsa onları tamamlarlar. E biraz kestirmek için de zaman varsa ne ala ;)
Durum böyle olunca birçok devlet dairesi, bankalar, marketler, postane, eczane, ofisler günün belli saatlerinde kapalı oluyor ya da sadece öğle saatlerine kadar hizmet veriyor. Örneğin banka ya da belediyedeki işlemlerinizi saat 13.00’e kadar tamamlamak zorunda kalabilirsiniz ya da 14.00-17.30 arasında market alışverişi yapmak üzere evden çıktığınızda eliniz boş geri dönebilirsiniz.

3-      Pazar Gününün Kutsallığı

Pazar günü bizim için en ticari gündür. Bir mekanın kapalı olmasına asla katlanamayız. Mevsim kış ve hava yağışlı ise kendimizi ilk alışveriş merkezine atarız. Haftalık market alışverişimizi bile genelde Pazar gününe saklarız.
İspanya’da klasik bir Pazar gününde tüm dükkanlar, marketler, alışveriş merkezleri kapalı olur ve insanlar genellikle aileleriyle barlarda ya da parklarda zaman geçirir. Siz de tüm düzeninizi buna göre ayarlarsınız (özellikle birkaç kez marketlerin kapalı olduğunu unutup aç kaldığınızda J).

4-      Doyasıya Küfür Etmenin İnanılmaz Rahatlığı

İspanyolca, kültür gereği argonun ve bel altı konuşmanın oldukça rahat olduğu bir dil. Sokakta, televizyonda, arkadaş arasında bolca duyabilir, siz de zamanla alışıp gönül rahatlığıyla içinizden geldiği gibi küfürlü konuşabilirsiniz. Sadece çocukların yanında dikkat!

5-      Starbucks’tan Nefret Edersin

Daha kötü kahveye daha çok para mı ödeyeceğim? Hadi ordan… İşte birçok İspanyol’un Starbucks karşısındaki tepkisi bu şekilde. Çünkü kahve bu kültürde önemli bir yere sahip ve ortalama fiyat 1.10 - 1.80 euro civarı. Bu sebeptendir ki Starbucks İspanya’da yalnızca turistik bölgelerde başarılı olmuştur. Birçok küçük şehirde ya hiç açılmamıştır ya da açılmış ancak iflas edip kapatmıştır.

6-      Saat 2’den Önce Fiesta Başlamaz

İspanya’ya gelen tüm turistlerin kanayan yarası… Akşam olmuştur, süslenip püslenip meşhur İspanya gecelerine kendinizi atmak istersiniz. Saat 24.00 civarı club club gezmeye başlarsınız ama bir bakarsınız mekanda barmenler ve siz dışında kimde yoktur. Alın size bir İspanya mozaiği. İspanya’da fiesta kültürü genellikle akşam yemeğiyle başlar. Akşam yemeğinden sonra “botellón” dediğimiz, parklarda, açık alanda (ya da arkadaşınızın evinde) alkol alımıyla devam eder. Saat 2.00 civarı gece kulübüne gidilir. Eğer bu rutini takip etmezseniz büyük ihtimalle akşam yemeğinin ardından uykunuz gelecek ve fiestadan vazgeçeceksiniz.

7-      Hayatı Akışına Bırak, Yavaşla

Her yere koşturmaya, sürekli acele etmeye, her işimizi hızlıca yapmaya öyle alışmışız ki… İspanya’ya gelince değişmesi gereken en önemli özellik bu bence. Hayatı daha sakin yaşayın, her yere 5 dakika geç kalın, adımlarınızın hızını yarıya düşürün. İnanın hiçbir şey aksamıyor. Aksine siz daha az stresli ve daha mutlu bir hayata sahip oluyorsunuz.

8-      İnsanlarla İletişim Kurmaktan Çekinme

Sıcakkanlı insanların ülkesindesiniz, unutmayın. Asansörde, markette, sokakta, barda, clubta, otobüste… İnsanlara selam vermekten, ortaya bir laf atmaktan çekinmeyin.

9-      Bu İnsanlar Neden Bağırarak Konuşuyor?


Beni ziyarete gelen arkadaşlarımla bir mekana girdiğimizde ilk tepki genellikle bu cümle olur. İnanın buna bir cevabım yok ama bir fikrim var. Bize küçüklüğümüzden beri hep utangaç olmak öğretildi. Otobüste sesini çıkarma, insanlar seni duymasın, bağrışma, sesli gülme… Burada ise tam tersine; paylaş, gül, çekinme, utanma… Bu nedenle insanlar yüksek sesle konuşuyorlar, bu bir gerçek. Kapalı alanlarda bir sürü insan bir araya gelince ise inanılmaz bir gürültü ortaya çıkıyor. İlk başlarda sizi rahatsız eden bu gürültünün ilerleyen zamanlarda sizi içine çekeceğini ve sizin de artık bağırarak konuşacağınızı göreceksiniz.

10-  Asla Bir Biraya Hayır Deme

Okul ya da iş çıkışı, bir Cumartesi günü, sokakta tesadüfi bir karşılaşma sonrası gelen “Bir bira içelim mi?” teklifi kutsaldır. Her ne kadar yorgun da olsanız tavsiyem o teklifi geri çevirmeyin.

Bu 10 alışkanlığı edinmeniz İspanya’da kalış süreniz boyunca sizi bu kültüre daha çok yakınlaştıracak ve daha güzel tecrübeler edinmenizi sağlayacak. Saydıklarım dışında İspanya’da yaşam konusunda farklı soru ve sorunlarınız varsa bana yazabilirsiniz. Sorularınızı cevaplamaktan mutluluk duyarım.

Sevgiler,

Gizem
Devamını Oku »