Gelelim bendenizin Zaragoza sınırlarında ne işler karıştırdığına... Bir süredir hiçbir şey yazamadım çünkü stadyum kadar evimiz olsa da internetimiz yoktu. Allem ettik kallem ettik sonunda mutlu yuvamıza internet bağlattık. Yoksa mazallah Wi-fi kullanalım diye (gittiğimiz barlarda en ucuz içecek bira olduğundan) ayvamsı bir bira göbeğiyle anavatana dönecektik.
Peki proje ve EVS'den n'aber?
Başlarda açıkçası tereddütteydim. Çünkü hayatımda engelli insanlarla hiç bu kadar yakın olup iletişim kurmamıştım. Söylediklerini anlayabilir miyim? Bana alışırlar mı? Nasıl davranmak gerekir? Ne konuşacağız? Ne yapacağız?.. gibi bir sürü saçma sapan düşünce. Şu an ise her yaştan engelli bireyle can ciğer kuzu sarması olduk diyebilirim. Tüm korku ve tereddütlerimi bıraktım, bu koskocaman ailenin bir parçası oldum.
Utrillo ve Grupos de Extension diye iki ayrı organizasyonda görev yapıyorum. Utrillo'da 18 yaş üstü engelli bireylerle workshoplar düzenliyoruz. Hepsi gerçekten iyi eğitim almış. Hepsinin farklı farklı zihinsel engelleri olsa da çok rahatlıkla günlük işlerini yapıp sorunsuz bir yaşam sürebiliyorlar. Bu grup biraz daha sakin sessiz. Ama onlarla olmak çok eğlenceli... Diğer grup ise engelli çocuklardan oluşan izci grubu. Yine hepsi farklı zihinsel engellere sahip ama ne olursa olsun çocuk... Çocuk! Kalplerinde sevgiden başka hiçbir şey yok. Sürekli sevgi gösteriyorlar ve sevgi görmek istiyorlar. Her biri ayrı melek. Ve yaptıklarıyla karnınıza ağrılar sokabiliyorlar. :) Ciddiyim bak!!.. Konuşmaları, yaptıkları, giydikleri, fikirleri.. En yorgun olduğunuz anda öyle bir şey yapıyorlar ki her şeyi unutuyorsunuz. O nedenle bu grubun bende yeri ayrı.
Birden çok duygusala bağladım sanki...
O zaman EVS'in eğlenceli kısmını gelelim... Biz en şanslı gönüllüler arasındayız çünkü kimi gönüllüler kuş uçmaz kervan geçmez köylerde kalırken biz şehrin orta yerine yerleştik anacım. Gece hayatı, tarihi mekanlar, her tür market, cafe, restoran ayağımızın dibinde. Haliyle para yetişmiyor. :) Monitörümüze konuyu açtık. "Oha!! O kadar parayı ne yapıyorsunuz? Ben 2 kişi, 2 de köpek sizin harcadığınız parayı harcamıyorum." dedi. "Alkolü azaltın biraz" demeyi de ihmal etmedi tabi. (Öhöömmm.. yok anne, kola dedi kola. )
Zaragoza'nın tarihi güzelliklerinden de bahsetmek isterdim size ama henüz benim de görme fırsatım olmadı. "Eammeeann daha 10 ay burdayız" diye diye atlatıyoruz her gün. Ama gece hayatı derseniz o başka... Kop-kop mekanlar iki bölgede toplanmış biri Casco Viejo denen şehrin en eski yerleşim yeri diğeri de El Rollo denen biraz daha uzak bir mahalle. Biz genelde Casco Viejo'yu tercih ediyoruz. Burada her türlü müziği bulabilirsiniz. Çok hoş Rock'n Roll barı da var, eller havaya yapabileceğiniz discoteca da... İçki fiyatları ise değişiyor. Birayı 3-4€'ya shot şişelerini ise 7-8€'ya alabilirsiniz.
Zaragoza'da benim en sevdiğim bölge ise El Tubo denilen sokaklar bütünü. Ufacık ama birçok sokaktan oluşan labirentimsi barlar yığını... Kaybolmadan başını sonunu bulmak zaman alıyor ama kaybolmak hiç koymuyor insana. El Tubo tapas barlarıyla ünlü ve cidden çok leziz tapaslar yapılıyor. İsmini ve içeriğini bilmediğim onlarca tapas yedim ve her biri ayrı muazzamlıkta sanat eseriydi diyebilirim. Çok da pahalı değil. Barına göre değişse de bir tapası 1-3€ arasında değişen fiyatlarla alıyorsunuz. İnsanın karnı doysa da gözü doymuyor azizim.
Çok konuştum ama umarım enthusiasmınıza enthusiasm katmışımdır..
Bu tür eylemlerim devam edecektir
Şimdilik hasta luego!
Not: İspanyolların sevimlilik ötesi bir aksanları olduğu ve ingilizceyi de bu yüzden kıvıramadıkları için ev arkadaşım ile kendimizi eğlendirmenin yolunu bulduk. Her tanıştığımız ispanyola Sunshine ve Congratulations dedirtmeye çalışıyoruz. Şiddetle tavsiyedir! Siz de deneyin tanıdığınız İspanyollar üzerinde. Gülme garantili. Kesin bilgi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder